Bilindiği üzere yabancı mahkeme ilamları Türkiye’de doğrudan icra edilememektedir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun “MÖHUK” m. 50 uyarınca; yabancı mahkeme tarafından verilmiş kesin nitelikteki ilamların ülkemizde icra edilebilir olması yani Türk hukukunda da aynı etkiyi haiz olması için yetkili Türk mahkemeleri tarafından tenfiz kararı verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, yabancı bir mahkeme kararının Türkiye'de tenfiz edilebilmesi için yabancı mahkeme kararını elinde bulunduranların Türk mahkemelerinde dava açarak yabancı mahkeme kararının tenfizini istemesi gerekmektedir. Eğer tenfiz davası neticesinde başarılı olunursa, yetkili Türk mahkemesi bir tenfiz kararı vererek yabancı mahkeme kararına icrai kabiliyet kazandıracaktır.
Tenfiz kararı verilebilmesi için birtakım şartların mevcudiyeti aranmakta olup MÖHUK m. 54 hükmünde tenfiz şartlarına yer verilmiştir. Bu hüküm şu şekildedir:
“(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:
a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.
b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.
c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.
ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.
Bu makalemizde Rus mahkemelerine ait kararların Türkiye’de tenfizine ilişkin değerlendirmelerimize yer verilmiştir.
Olası Terminolojik Karışıklık
Ortaya çıkabilecek ilk sorun, Rus Tahkim Mahkemesi'nin niteliğine ilişkin olası terminolojik karışıklıktır. Bu mahkemeler Rusya Federasyonu hukuk sisteminde esasen ülkemizdeki ilk derece mahkemesi mahiyetindeki ticaret mahkemeleri olmakla birlikte, mahkemenin adının Rusça'dan Türkçe'ye "tahkim mahkemesi" olarak çevrilmesi alışıldık bir durumdur. Dolayısıyla, yabancı bir mahkeme kararının tenfizi için açılan bir davada "tahkim" kelimesi mahkemeler tarafından görüldüğünde bu durum Türk mahkemelerinde karışıklığa yol açabilmektedir. Bu nedenle, mahkeme kararının ve diğer ilgili belgelerin Türkçe çevirilerinde tahkim mahkemesinden bahsedilirken "ticaret mahkemesi" ifadesinin kullanılması, yorum ve deneyimlerimize göre gerçek anlamı en iyi şekilde verecektir. Tahkim kararlarının tenfizi ile yabancı mahkeme kararlarının tenfizi farklı usullere tabi olduğundan, olası bir tercüme hatası yabancı mahkeme kararının tenfizi açısından olumsuzluğa yol açabilecektir.
Kesinleşmiş Yabancı Mahkeme Kararı
Türkiye’de tenfizi talep edilen Rus mahkeme kararının kesinleşmiş olması kanunen bir gerekliliktir. Zira kesinleşmemiş bir yabancı mahkeme kararı Türkiye’de icra edilemez. Kararın kesinleşip kesinleşmediği hususu ise kararın verildiği ülke olan Rusya Federasyonu kanunlarına göre belirlenmelidir. Hükmün verildiği ülkenin kanunlarının, mahkeme kararlarının kesinleşmeden icra edilmesine izin verip vermemesi burada bir farklılık yaratmamaktadır. Bu doğrultuda, Türk mahkemeleri nezdinde açılan tenfiz davasında, tenfizi talep edilen Rus mahkeme ilamının kesinleştiğini teyit eden resmi bir belgenin dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye ibrazı önem arz etmektedir. Rus mahkeme kararları için bu, ilk sayfanın sol üst köşesine ilgili Rus mahkemesi tarafından eklenecek mühür olacaktır. Yine, kararın nihai bir karar olduğunu açıkça yansıtması için bu mührün tercümesine özen gösterilmelidir.
Türk Mahkemelerinin Münhasır Yargı Yetkisi
Rus mahkemelerine ait kararın Türkiye’de tenfiz edilebilmesi için tenfizi istenen kararın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren konularda olmaması gerekmektedir. Yargıtay'a göre münhasır yetki kuralları, bu yetki kuralları ile düzenlenen konulara ilişkin davaların sadece Türk mahkemelerinde görülmesini sağlamaya yöneliktir (YHGK, T. 04.03.2015, E. 2013/18-1628, K. 2015/984). Burada temel ilke Türk kamu düzeninin korunmasıdır. Bu doğrultuda, Türkiye'deki gayrimenkullere ilişkin davalar, iflas davaları, iş uyuşmazlıkları Türk mahkemelerinin münhasır yetkisi dahilinde değerlendirilmektedir. Dolayısıyla Rus mahkemeleri tarafından, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren konulara ilişkin verilen kararların Türkiye’de tenfizi mümkün değildir.
Türk Kamu Düzeni
Rus mahkemeleri kararlarının Türkiye Cumhuriyeti'nin kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde, Rus mahkemelerine ait ilamın Türkiye'de icra edilebilmesi mümkün değildir. Genel olarak, bu durumun yabancı mahkeme kararının tenfizine direnmek için meşru bir gerekçe oluşturabilmesi için, kararın temel hak ve özgürlüklere, uluslararası hukukun temel ilkelerine, adil yargılanma hakkına veya hukuki dinlenilme hakkına aykırı olması gerekir. Ancak, kamu düzeni kavramı değişken bir kavram olduğundan, nelerin buna aykırı olacağını tam olarak belirlemek mümkün değildir. Bu durum, madde 54(1)(c) ile hafifletilmiştir. Kanunun 54(1)(c) maddesi kamu düzenine açıkça aykırılığı şart koşmaktadır. Başka bir deyişle, Türk kamu düzenine her aykırılık tenfizi engellemek için yeterli olmayacaktır. Açık bir aykırılık olması gerekir. Öte yandan kamu düzeni konusunda, yabancı mahkeme kararının gerekçesiz olmasının Türkiye'nin kamu düzeni ile çelişip çelişmeyeceği belirsizdi ve Yargıtay'ın farklı daireleri bu konuda birbiriyle çelişen kararlar vermişti. Daha sonrasında ise Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun bir kararıyla, salt gerekçesizliğin tek başına yabancı mahkeme kararlarının tenfizine engel teşkil etmeyeceğine hükmedilmiştir (YİBGK 10.02.2012, E. 2010/1, K. 2012/1).
Dinlenilme Hakkı
Rusya Federasyonu hukukuna göre, mahkeme davayla ilgili her bir belgeyi göndermemektedir. Rusya Federasyonu Tahkim Usulü Kanunu m. 121 uyarınca, mahkeme sadece karşı tarafa davanın açıldığını bildiren ilk belgenin tebligatını yapar. Daha sonra, uygun yöntemleri kullanarak belgelerden/tebligatlardan yararlanmak tarafların sorumluluğundadır. Taraflardan biri bu sorumluluğu yerine getirmezse, bundan doğabilecek olumsuz sonuçlara katlanmak durumundadır. Bu Rus Hukuku'nun bir usul kuralı olduğundan, Rus usul hukukunun yerine getirilmesi yeterlidir ve ülkelerin usulleri arasındaki fark Türkiye'de bir tenfiz engeli oluşturmaz. Ancak, Türk mahkemeleri nezdindeki icra takibinde, bu tebligat yöntemi Türk hukukuna yabancı olduğu için kapsamlı açıklamalar yapılmalıdır.
Karşılıklılık
MÖHUK m. 54 hükmünde yer alan bir diğer tenfiz şartı ise karşılıklılıktır. MÖHUK m. 54/1-a hükmüne göre; Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması gerekmektedir. Bu doğrultuda ahdi (sözleşmesel), kanuni veya fiili olarak karşılıklılıktan bahsetmek mümkündür.
Türkiye ile kararın verildiği devlet arasında bir antlaşma varsa, tenfiz bu antlaşma hükümlerine göre gerçekleşecektir. Aksi takdirde, hukuki veya fiili mütekabiliyet şartı yerine getirilmelidir. Hukuki mütekabiliyet, ilgili devletin tenfiz için yabancı kararların Türkiye'de tenfizi için gerekli olan koşullardan daha katı koşullar getirmemesi anlamına gelir. Fiili mütekabiliyet, adından da anlaşılacağı üzere, Türk mahkeme kararlarının ilgili devlette sözleşmesel veya hukuki mütekabiliyet olup olmadığına bakılmaksızın tenfiz edilmesi anlamına gelir.
Rusya ile Türkiye arasında yabancı mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin herhangi bir ikili antlaşma bulunmamaktadır. Bu nedenle sorun, Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında hukuki veya fiili mütekabiliyetin mevcut olup olmadığıdır. Rusya Federasyonu Tahkim Usulü Kanunu'nun 244. maddesinin birinci fıkrasına göre, bir tahkim mahkemesi aşağıdaki durumlarda tenfizi reddedebilir:
a) Mahkeme kararı kesinleşmemişse,
b) Duruşma tarihi veya yeri, aleyhine karar verilen tarafa usulüne uygun ve yasal olarak bildirilmemişse veya bu taraf davasını sunma fırsatından mahrum bırakılmışsa,
c) Yargılanan konunun Rusya Federasyonu mahkemelerinin münhasır yargı yetkisine tabi olması,
d) Tenfiz talep edilen davadan önce aynı taraflar arasında ve aynı konuda bir Rus mahkemesinde açılmış bir dava varsa,
e) İlgili karara ilişkin zamanaşımı süresi geçmişse ve bu zamanaşımı süresine ilişkin itiraz hakem mahkemesi tarafından reddedilmemişse veya
f) Kararın icrasının Rus kamu politikasına aykırı olması.
Dolayısıyla, görüldüğü üzere, Rus hukuku yabancı mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin olarak Türkiye Cumhuriyeti hukukundan daha katı kurallar getirmemektedir. Buna göre, ticari konularda verilen mahkeme kararlarının tenfizi konusunda Rusya Federasyonu ile hukuki mütekabiliyetin mevcut olduğu sonucuna varılmalıdır. Yakın zamanda ele aldığımız davada, Adalet Bakanlığı'nın ("Bakanlık" ) mütekabiliyet konusunda mahkemeye verdiği yanıtın, 2009 yılında Moskova Büyükelçiliği'nden alınan ve Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında mütekabiliyet bulunmadığını belirten bir yazıya dayandığını belirtmek isteriz. Bu sonucun dayanağı olarak Rusya Federasyonu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409. maddesi gösterilmiştir ancak yabancı mahkeme kararlarının tenfizi konusu Rusya Federasyonu Tahkim Usulü Kanunu'nun 244. maddesi ve müteakip hükümlerinde düzenlenmiştir. Ayrıca, Türkiye'de 2009 yılından sonra verilmiş Rus mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin mahkeme kararları olduğu da açıktır. Son davamıza bakan mahkeme de bunları göz önünde bulundurarak Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında hukuki mütekabiliyet bulunduğuna hükmetmiştir.
Sonuç
Yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tenfizi Türk hukukunda basit usule tabi olmakla birlikte, tenfiz davasının açılması ve takibi, tenfiz talebinde bulunan tarafın özel bir dikkat göstermesini ve yabancı mahkeme kararının verildiği ülkenin usul hukukunu kapsamlı bir şekilde analiz etmesini gerektirmektedir. Somut olayın şartlarına göre Rusya mahkemesi kararının yukarıda yer verilen şartları sağlayıp sağlamadığı araştırılmalı ve bu doğrultuda değerlendirme yapılmalıdır ancak genel olarak Rusya mahkeme kararlarının Türkiye’de tenfiz edilebilir olduğunu belirtmek mümkündür.
@Gül Nevra Aydın
@Eren Yeniçulha
@Çağla Barut
Bizimle temasa geçin