Geçtiğimiz Cumartesi günü (17.02.2024) Resmi Gazetede yayınlanan, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından 2023/3167 E. No. ve 2023/5998 K. No. ile verilen karar, genel kurulun azınlık tarafından toplantıya çağrılması için gerekli olan şartların hatırlanması ve azınlık pay sahipliği durumunun davanın her aşamasında sağlanması gerekliliğinin aranması bakımından önemlidir.
Bahsi geçen Yargıtay kararından, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek kabul edilen genel kurulu toplantıya çağırmaya izin davasında, söz konusu ilk derece mahkemesi tarafından 2022/757 E. ve 2022/926 K. sayı ile 09.12.2022 tarihinde kesin olarak verilen kararın Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyizen incelenmesi istenilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemenin kararına konu davanın esası, davacının %5,03 oranında hissedar olduğu halka açık anonim şirkette, genel kurul toplantısı yapılmasına ilişkin taleplerine, yönetim kurulu tarafından olumlu yanıt verilmemesi üzerine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ("TTK") 412. Maddesi gereğince, yetkili mahkemeden, genel kurulun toplantıya çağrılmasına yönelik izin talebine ilişkindir.
Bilindiği üzere, kapalı anonim şirketlerde sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri azlık teşkil etmekte ve yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilmektedirler.
Esas sözleşmeyle, çağrı hakkı daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabiliyor olsa da karara konu davada, davalı şirketin esas sözleşmesinde bu yönde bir hüküm olup olmadığına ilişkin bir inceleme yapılıp yapılmadığı belirsizdir.
Yargıtay Kararı’ndan, ilk derece mahkemesinin, davacının halka açık şirkette yirmide bir hisseye sahip olup olmadığının tetkikinde, davalı şirketin dava tarihindeki toplam hisse adedinin yirmide birini alarak, davacının, halka açık şirketlerde genel kurulu toplantıya çağırmak için yasanın aradığı azlık pay sahipliği oranına sahip olduğu kanaatine vardığı anlaşılmaktadır. Buradan hareketle, ilk derece mahkemesi, davacının aktif husumete ilişkin dava şartını sağladığını kabul ederek esasa ilişkin yaptığı inceleme neticesinde davanın kabulüne karar vermiştir.
Adalet Bakanlığı tarafından aynı davaya ilişkin olarak kanun yararına yapılan temyizde ise, davacının halka açık davalı şirkette yirmide bir oranında azlık pay sahibi olmasının dava şartı olduğu göz önünde bulundurulmuştur. Bakanlık bu tür dava şartlarının dava süresince mevcut bulunması gerektiğini ileri sürmüş; davacının azlık pay oranına, (i) yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını istediği ihtar tarihinde, (ii) eldeki dava tarihinde ve (iii) karar tarihinde sahip olmaya devam ettiğine yönelik gerekli inceleme yapılmadan, yazılı şekilde, sadece ihtarname tarihinden sonraki pay durumu esas alınarak karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın kanun yararına bozulmasını talep etmiştir.
Talep üzerine Yargıtay 11. HD tarafından yapılan değerlendirmede, TTK'nın “Azlık” oranlarını düzenleyen 411. ve azlığın, yönetim kurulunun reddi halinde, genel kurulu toplantıya çağırma talebinin yetkili mahkeme tarafından kabulü için izlemesi gereken usulü düzenleyen “Mahkemenin İzni” başlıklı 412. Maddelerine değinilerek, bu yetkinin azınlık pay sahiplerine ancak belirli şartlar gerçekleştikten ve belirli aşamalar tüketildikten sonra verildiği belirtilmektedir.
Söz konusu şartlar Yargıtay 11. HD tarafından aşağıdaki şekilde sayılmıştır:
• Genel kurulun toplanması için talebin azlık pay sahipleri tarafından yapılması ve talebi yapan pay sahiplerinin mutlaka yeterli sermaye payına sahip olması: Yargıtay 11. HD, kararında, bu şartın yerine gelmesi için genel kurulun toplanması amacıyla talepte bulunan pay sahiplerinin bu taleplerini mutlaka birlikte yapmaları gerektiğini belirtmiş, pay sahiplerinin sermaye oranlarının azlık oluşturacak yeterlikte olsa da talebin ayrı ayrı ve birbirinden habersiz olarak yöneltilmesi halinde, kanunun aradığı şartın gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğine hükmetmiştir.
• Talebin usulüne uygun olarak yapılmış olması: Yargıtay 11. HD.’ne göre bu şartın yerine gelmiş sayılması için ise azınlığın yönetim kuruluna yönelteceği genel kurulun toplantıya davet edilmesi yönündeki talebini Noter vasıtasıyla yapması gerektiği belirtilmiştir.
• Yönetim kurulu tarafından talebin onayı veya reddi: Yargıtay 11. HD.’ne göre, yönetim kurulu tarafından talebin değerlendirilebilmesi için yukarıdaki iki şartın birlikte sağlanması gereklidir. Bu şartların sağlanması üzerine, talebi alan yönetim kurulunun, söz konusu talebi değerlendirerek olumlu veya olumsuz bir karar almış olması gerekir. Yönetim kurulunun talebi reddetmesi veya talebi almasından itibaren yedi iş günü içerisinde reddedilmiş sayılması halinde ise talepte bulunan azınlık pay sahiplerinin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurmalarının önü açılmış olmaktadır.
• Mahkemenin incelemesi: Yargıtay 11. HD.’ne göre, azlık pay sahiplerinin genel kurulun toplanması için yapacakları başvuru üzerine, mahkemenin ilk önce yapması gereken iş, davacı pay sahibinin azlık hakkı veren oranda paya sahip olup olmadığının ve daha önce Noter aracılığı ile yönetim kuruluna yazılı ve gerekçeli başvuru yapılıp yapılmadığını incelemektir.
Halka kapalı anonim şirketlerde sermayenin %10’unu halka açık şirketlerde ise sermayenin %5’ini elinde bulunduran pay sahipleri tarafından, şirket genel kurulunun mahkeme izni ile toplanması için TTK Madde 412 hükmünün gereklerini aşağıdaki şekilde hatırlayalım:
• Azlık pay sahiplerinin genel kurula çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin taleplerinin Noter vasıtasıyla yönetim kuruluna bildirilmesi; • Talebin yönetim kurulu tarafından olumsuz bir karar alınarak reddedilmesi veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmemesi üzerine reddedilmiş sayılması;\ • Yukarıdaki iki aşamayı tüketen pay sahiplerinin, genel kurulun toplantıya çağrılması amacıyla şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurmaları; • Mahkemenin davacı pay sahibinin azlık hakkı veren oranda paya sahip olup olmadığının ve daha önce Noter aracılığı ile yönetim kuruluna yazılı ve gerekçeli başvuru yapılıp yapılmadığını incelemesi; • Mahkemenin toplantıya gerek görmesi halinde bu yönde karar vermesi veya talebi reddetmesi; • Mahkemenin toplantıya gerek görmesi halinde verilecek kararda gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atanması; • Kayyımın, atanması için verilen mahkeme kararında hükmedilen görevi gereği toplantı için gerekli belgeleri hazırlayarak genel kurulu toplaması.
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Genel kurul toplantılarına ilişkin esaslar” başlıklı 29. Maddesinin (5). Fıkrasına göre 6102 sayılı Kanunun 411 inci maddesinde azlığa tanınmış bulunan gündeme madde ekletme hakkı, halka açık ortaklıklarda gündem maddelerine ilişkin karar taslaklarının görüşmeye sunulmasını da kapsadığı unutulmamalıdır.
Ayrıca bilindiği üzere, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 30. Maddesinde halka açık şirketlerde, genel kuruluna katılma ve oy kullanma hakkı, pay sahibinin paylarını herhangi bir kuruluş nezdinde depo etmesi şartına bağlanamaz. Dolayısıyla, halka açık anonim şirketlerde, azlık pay sahiplerinin bu haklarını kullanmaları amacıyla toplanacak genel kurulda paylarını mahkemeye depo etmesi beklenemeyecektir.
Bizimle temasa geçin