A. Giriş
Dava taraflarının işçi ile işveren veya işveren vekili olduğu ve taraflar arasındaki sözleşmeden veya kanundan doğan uyuşmazlıklar, iş mahkemelerinin görev alanına girmektedir. İş mahkemelerinin görev alanına giren uyuşmazlıklara ilişkin açılacak davalarda yetkili mahkemeler ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (“HMK”) ve özel olarak 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda (“7036 Sayılı Kanun”) açıkça düzenlenmektedir. İş davalarında yetki hususu başlıklar altında ele alınmıştır.
B. Yetki Sözleşmesi
HMK’nın 17. maddesinde düzenlenen Yetki Sözleşmesi, tacirler veya kamu tüzel kişileri tarafından yapılabilen usuli bir sözleşme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sözleşme ile taraflar aralarında doğmuş veya doğacak uyuşmazlıklar bakımından bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilmektedir. Söz konusu madde hükmü uyarınca taraflar, yetkili mahkemeyi ayrı bir sözleşme düzenleyerek veya ilgili sözleşmeye yetki şartı ekleyerek belirleyebilecektir.
Geçerli bir yetki sözleşmesinden bahsedilebilmesi için yukarıda sayılan şartların kümülatif olarak sağlanması gerekmektedir. Bu doğrultuda, iş sözleşmeleri bakımından işçi veya işverenin tacir sıfatını haiz olmadığı veya kamu tüzel kişisi olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, Yetki Sözleşmesi’nin geçerlilik şartı sağlanmadığından iş davalarına ilişkin Yetki Sözleşmesi düzenlenemeyecektir.
C. İş Davalarında Yetkili Mahkeme
Kesin yetkinin söz konusu olduğu veya kanunda açıkça başka mahkemelerde dava açılmasının yasaklandığı hallerde taraflar arasında Yetki Sözleşmesi düzenlenemeyecektir. Mahkemelerin kesin yetkisine ilişkin düzenlemeler HMK’da sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, bazı durumlarda madde hükmünden de anlaşılacağı şekilde mahkemelerin kesin yetkisi düzenlenmiştir. Örneğin, 7036 Sayılı Kanun’un 6. maddesinin 5. fıkrasında “bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmelerinin geçersiz olduğu belirtilmiştir” ifadesinde olduğu gibi, kimi düzenlemeler mahkemelerin kesin yetkisi hususunda emredici nitelik arz etmektedir. Sonuç olarak, iş mahkemelerin görev alanına giren davalar kapsamında yetki kesindir. Bu durumda, iş ilişkisinin tarafları Yetki Sözleşmesi yapamayacağı gibi, aralarında akdedilen sözleşmede de yetki şartına yer veremeyeceklerdir. Aksi halde, yetkiye ilişkin yapılan düzenleme geçersiz olacaktır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 30/11/2023 tarihli, 2023/19146 Esas ve 2023/18760 Karar sayılı ilamında, iş sözleşmesi taraflarının yetki şartı düzenlemek suretiyle aralarında doğacak uyuşmazlığa bakmaya yetkili mahkemeye karar veremeyecekleri şu şekilde ifade edilmiştir;
“…Davalı taraf cevap dilekçesinde, iş sözleşmesinde uyuşmazlık ... yeri olarak ... mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını ileri sürerek mahkemenin yetkisizliğini savunmuş ise de kesin yetki nedeniyle iş sözleşmesindeki bu düzenleme geçersizdir. Diğer yandan kamu düzenine ilişkin olduğu açık olan söz konusu yetki kuralının mahkemece resen gözetilmesi gereği karşısında davalı tarafın, davanın yetkisiz mahkemede açıldığı yolunda yaptığı itiraz, teknik anlamda bir itiraz olmayıp mahkemeye bu hususu hatırlatma niteliğindedir. Başka bir anlatımla, yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu hâllerde bu hususun dikkate alınması davalı tarafın ileri sürmesine bağlı değildir…”
Mahkemelerin kesin yetkisi, kamu düzenine ilişkin bir husus olduğundan, tarafların yetki itirazında bulunmaması durumunda bile, söz konusu yetki hususu, mahkemeler tarafından re’sen gözetilecektir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 29/04/2024 tarihli, 2024/1144 Esas ve 2024/4844 Karar sayılı ilamında, İş mahkemelerinin kesin yetkisi ve bu yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu şu şekilde ifade edilmiştir;
“…İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan davalı tarafça süresinde yapılmasa da hakim tarafından kendiliğinden bu husus göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hakim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir…”
D. Sonuç
Sonuç olarak, HMK uyarınca yetki sözleşme tacirler veya kamu tüzel kişileri tarafından akdedilebilen usuli bir sözleşme olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu sözleşmenin, iş hukuku bağlamında akdedilebilmesi işveren ve işçinin tacir veya kamu tüzel kişisi olması ve iş mahkemelerinin sözleşmeye konu uyuşmazlık türü bakımından kesin yetkili olmaması gerekmektedir. İş mahkemelerinin görev alanına giren davalarda uyuşmazlığı çözmeye yetkili mahkeme 7036 sayılı Kanun’un 6. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca taraflarca yetki sözleşmesi yapılması veya tarafların aralarındaki sözleşmeye yetki şartı eklemesi yoluyla belirlenemeyecektir. Mahkemelerin kesin yetkisinin düzenlendiği hallerde taraflarca sözleşmede yetkili mahkeme kararlaştırılamayacağı gibi Yetki Sözleşmesi de düzenlenemeyecektir. Mahkemesinin kesin yetkili olması hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan hakim tarafından davanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
@Kesikli Hukuk Bürosu
Bizimle temasa geçin