Haberler & Bilgiler
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu

6750 SAYILI TİCARİ İŞLEMLERDE TAŞINIR REHNİ KANUNU İLE

GELEN YENİLİKLER

Türkiye ekonomisinin gelişmesi ve korunması için önemli işlevler üstlenen küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (“KOBİ”) finansmana erişimini kolaylaştırmak ve KOBİ’lerin büyük işletmeler karşısındaki rekabet gücünü artırmak amacıyla Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu (“Kanun”) kabul edilerek 28.10.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. İşbu Kanun ile 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Bu Kanun, bir borca güvence teşkil etmek üzere kurulan ve konusu Kanunda sayılan aşağıda da detaylı olarak yer vereceğimiz taşınır varlıklar olan rehinli işlemlere uygulanmakta olup sermaye piyasası araçları ile türev araçlara ilişkin finansal sözleşmeleri konu edinen rehin sözleşmeleri ile mevduat rehnine ise uygulanmaz. İşbu Kanun ile teslimsiz taşınır rehni hakkının güvence olarak kullanımının yaygınlaştırılması, taşınır rehnine konu taşınır varlıkların kapsamının genişletilmesi, taşınır rehninde aleniyetin sağlanması, rehnin paraya çevrilmesinde etkin ve alternatif yollar getirilerek işletmelerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması amaçlanmıştır.

Şöyle ki:

1-  BU KANUN İLE İŞLETMELER TARAFINDAN TEMİN EDİLMESİ PLANLANAN MÜSTAKBEL VARLIKLAR İLE TAŞINIR VARLIKLARIN GETİRİLERİ DE REHİN EDİLEBİLECEK UNSURLAR ARASINA ALINMIŞTIR.

Kanun’un 5. Maddesinde üzerinde rehin hakkı tesis edilebilecek taşınır varlıklar tahdidi olarak sayılmıştır. Yani bu maddede sayılanlar dışındaki taşınır varlıklar üzerinde rehin hakkı tesis edilebilmesi mümkün değildir. Bu 5. Maddeye göre rehin hakkı aşağıda belirtilen taşınır varlıklar üzerinde kurulabilir:

a) Alacaklar,

b) Çok yıllık ürün veren ağaçlar,

c) Fikri ve sınai mülkiyete konu haklar,

ç) Hammadde,

d) Hayvan,

e) Her türlü kazanç ve iratlar,

f) Başka bir sicile kaydı öngörülmeyen ve idari izin belgesi niteliğinde olmayan her türlü lisans ve ruhsatlar,

g) Kira gelirleri,

ğ) Kiracılık hakkı,

h) Makine ve teçhizat, araç, ekipman, alet, iş makinaları, elektronik haberleşme cihazları dâhil her türlü elektronik cihaz gibi menkul işletme tesisatı,

ı) Sarf malzemesi,

i) Stoklar,

j) Tarımsal ürün,

k) Ticaret unvanı ve/veya işletme adı,

l) Ticari işletme veya esnaf işletmesi,

m) Ticari plaka ve ticari hat,

n) Ticari proje,

o) Vagon,

ö) Bu fıkrada sayılanlardan üçüncü kişiler zilyetliğindeki taşınır varlık, hak ve paylı

mülkiyet hakları.

Rehin hakkı, Kanuna göre yukarıda belirtilen varlıklardan biri veya birden fazlası üzerinde kurulabilir. Böylece işletmelere rehin olarak gösterebilecekleri taşınırlar konusunda serbestlik imkanı tanınmıştır. Kendi mevzuatı gereğince bir onaya tabi olan lisans ve ruhsatların rehni ise bu onayın alınması hâlinde mümkündür.

Ticari işletme ve esnaf işletmesinin tamamı üzerinde rehin kurulması halinde ise, rehnin kuruluşu anında işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş olan her türlü varlık rehnedilmiş sayılır. Bu varlıkların rehni diğer kanunlarca bir sicile tescilini gerektiriyorsa bu rehin ilgili sicillere bildirilmelidir. Bu varlıklar üzerinde, diğer kanunlar uyarınca önceden bir rehin hakkı tesis edilmiş olması hâlinde ise, bu Kanun çerçevesinde tesis edilerek bildirilen rehin sonraki sırada yer alacaktır. Ticari işletme ve esnaf işletmesi rehinleri de Kanun uyarınca ticaret veya esnaf siciline bildirilir. Yukarıda yer verdiğimiz işbu Kanun’un 5. Maddesinde sayılan varlıkların borcu karşılaması halinde işletmenin tamamına rehin konulması Kanun ile yasaklanmıştır.

İşbu 5. Madde ile birlikte, işletmelerin mevcut ve müstakbel taşınır varlıkları üzerinde rehin hakkı kurulmasına imkan sağlanmıştır. Ayrıca rehin, işletmelerin mevcut veya müstakbel taşınır varlıklarının getirileri üzerinde de kurulabilmektedir.

Kanun uyarınca her tür sözleşmeden doğan mevcut veya müstakbel alacaklar rehne konu edilebilmektedir. Ancak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri saklıdır.

Kanuna uyarınca, taşınır varlık üzerindeki rehin hakkı, o varlığın bütünleyici parçasını da kapsamaktadır. Taraflar, taşınır varlığın mevcut veya sonradan ilave edilen eklentilerinin rehin kapsamına alınmasını ise ayrıca kararlaştırabilir.

Kanuna göre birleşen veya karışan taşınır varlıklar üzerinde de rehin hakkı kurulabilir. Bir taşınırın diğer bir taşınırla bütünleyici parçası olacak şekilde karışması veyabirleşmesi hâlinde; rehin hakkı o taşınır varlığın tamamı üzerinde tesis edilmiş sayılır. Böylece alacaklıların muhtemel risklere karşı korunması hedeflenmiştir. Birleşen veya karışan taşınır varlıkta devam eden rehin hakkı, her bir birleşen taşınırvarlığın; birleşme anındaki değerinin, birleşmiş ürün değerine oranı üzerinden devam eder.Taşınır varlıkların birbiriyle birleşmesi veya karışması hâlinde, alacaklılar yeni varlıküzerinde kendi taşınırlarının birleşme veya karışma zamanındaki değerleri oranında paylı rehnesahip olur.

2-  ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN, BU KANUN KAPSAMINDA BORÇLU LEHİNE TESLİMSİZ TAŞINIR REHNİ KURABİLMESİNE DE İMKAN SAĞLANMIŞTIR.

Kanun’un 5. Maddesi ile üçüncü bir kişiye taşınır varlığını bir başkası adına rehnetme imkanı sağlanmıştır. Böylece üçüncü kişiler taşınır varlıklarını teslimsiz borçlu adına rehnedebileceklerdir.

3-  TAŞINIR REHNİNDE MEVCUT DÜZENLEMEDEN FARKLI OLARAK REHNE KONU TAŞINIRLARIN TÜCARET UNVANI VE İŞLETME ADINDAN BAĞIMSIZ OLARAK REHNEDİLMESİNE İMKAN SAĞLANMIŞTIR.

Bu Kanun ile taşınırlar üzerinde ticaret unvanı ve işletme adından bağımsız olarak rehin tesisine imkan tanınmıştır. Böylece ticari işletmeler, 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu döneminden farklı olarak, ticari işletme rehni kurmaksızın taşınırları üzerinde ayrı ayrı rehin tesis edebilecektir. Bununla ticari işletmelerin bilhassa KOBİ’lerin finansal desteğe daha kolay erişebilmesi amaçlanmıştır.

4-  REHİN KURULAN BİR VARLIĞIN İKİNCİ BİR REHNE KONU EDİLEBİLMESİNE İMKAN SAĞLANMIŞTIR.

Kanun’un 4.maddesi ile, rehne konu taşınır varlığın alt veya art rehne konu edilmesi ile rehin verenin rehne konu taşınır varlık üzerindeki tasarruf yetkisini kısıtlayan kayıtlar geçersiz kabul edilmiştir. Böylece Kanun kapsamında tesis edilen bir rehin sözleşmesi uyarınca üzerinde rehin kurulan bir taşınır varlığın, ikinci bir rehne konu edilebilmesine imkan sağlanmıştır. Ayrıca mal ve hizmet üretimini kesintiye uğratmamak amacıyla rehin verenin rehinli varlık üzerindeki tasarruf hakları güvence altına alınmaya çalışılmıştır.

5-  KANUN İLE GETİRİLEN REHİNLİ TAŞINIR SİCİLİ (“SİCİL”) İLE TAŞINIR REHİNLERİNİN ALENİYETİ VE TAKİBİ SAĞLANMIŞTIR.

Kanun’a göre, rehin sözleşmesi;

a) Kredi kuruluşları ile tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü, serbest meslek erbabı gerçek ve tüzel kişiler arasında,

b) Tacir ve/veya esnaflar arasında, yapılabilmektedir.

Rehin hakkı da rehin sözleşmesinin Rehinli Taşınır Siciline tescil edilmesiyle kurulmaktadır. Böylece bu Kanunla getirilen Rehinli Taşınır Sicili ile taşınır rehninde aleniyetin sağlanması amaçlanmıştır. Rehin sözleşmesi Kanun’a göre elektronik ortamda düzenlenebileceği gibi yazılı olarak da düzenlenebilir.Elektronik ortamda düzenlenen rehin sözleşmesinin Rehinli Taşınır Siciline tescil edilebilmesi için sözleşmenin güvenli elektronik imza ile onaylanması şarttır.Yazılı olarak düzenlenen rehin sözleşmesinin Rehinli Taşınır Siciline tescil edilebilmesi için ise taraflarınimzalarının noterce onaylanması veya sözleşmenin Rehinli Taşınır Sicili yetkilisinin huzurunda imzalanmasışarttır.

Kanun uyarınca rehin sözleşmesinde aşağıdaki hususların yer alması zorunludur:

a) Rehin sözleşmesinin tarafı,

1) Ticari işletme ise ticaret unvanı, MERSİS numarası, temsil ve ilzama yetkili temsilcinin adı, soyadı ve imzası,

2) Gerçek kişi veya esnaf ise Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı ve imzası,

3) Çiftçi ise Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı ve imzası ile Çiftçi Kayıt Sistemi numarası,

4) Üretici örgütü ise üretici örgütü belge numarası ile temsil ve ilzama yetkili temsilcinin adı, soyadı ve imzası.

b) Borcun konusu, borcun miktarı, borcun miktarı belirli değilse rehnin ne miktar için güvence teşkil ettiği, ödenecek para cinsi ve rehnin azami miktarı,

c) Rehne konu varlık ile bu varlığın ayırt edici özelliklerini belirten seri numarası, markası, üretim yılı, şasi numarası, belge seri numarası, varsa GTİP ya da PRODTR sanayi ürünü kodu gibi hususlar.

Rehin hakkının Rehinli Taşınır Siciline tescilinden doğan masrafların kime ait olacağı ise rehin sözleşmesinde taraflarca kararlaştırılabilir.

Rehinli Taşınır Sicili

Rehin hakkının tesisi ve üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmesi, rehinli alacaklılar arasında öncelik hakkının belirlenmesi, rehinli taşınır varlık ile alacağın devrinin tescili ve rehinli taşınırlara ilişkin aleniyetin sağlanması amacıyla Rehinli Taşınır Sicili kurulur. Rehinli Taşınır Sicili alenidir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (“Bakanlık”), Sicilin faaliyetlerini her zaman denetlemeye ve gerekli önlemleri almaya yetkilidir. Sicil, Bakanlıkça alınan önlemlere ve verilen talimatlara uymakla yükümlüdür. Diğer kanunlar uyarınca bir sicile tescili zorunlu olan taşınır rehinlerine ilişkin hükümler saklıdır. Yani bu taşınır varlıklar üzerinde bu Kanun kapsamında Rehinli Taşınır Siciline tescil edilmek suretiyle rehin tesis edilmez.

Rehin hakkının üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmesi

Rehin hakkı, rehin sözleşmesinin Rehinli Taşınır Siciline tescil edilmesiyle üçüncü kişilere karşı hüküm ifade eder. Diğer kanunlar uyarınca bir sicile tescili zorunlu olan taşınır rehinleri üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmeye devam eder.

Derece sistemi

Rehnin sağladığı güvence, tescilde belirtilen rehin tutarı ve derecesi ile sınırlıdır. Rehin, sırada kendisinden önce gelecek olanın miktarının tescilde belirtilmesi kaydıyla ikinci veya daha sonraki derecede de kurulabilir. Bu halde Türk Medenî Kanununun ilgili maddelerinin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri kıyasen uygulanır. İşbu Kanun’un 10. Maddesi gereğince rehin sözleşmesinde sonraki sırada yer alan rehinli alacaklılara boşalan dereceye geçme hakkı verilebilir. Rehin sözleşmesi dışında bir sözleşme ile bu hakkın tanınması halinde ise sözleşmenin geçerliliği, Rehinli Taşınır Siciline tescil edilmesine bağlıdır.

Öncelik hakkı

Aynı taşınır varlık üzerinde derece sırası belirtilmeksizin birden fazla rehin hakkı tesis edilmesi halinde alacaklıların öncelik hakkı, rehnin kurulma anına göre belirlenir. Derece belirtilmesi halinde ise derece sırası esas alınır. Sonraki sırada yer alan rehinli alacaklılara boşalan dereceye geçme hakkı verilmesi halinde ise ilk sırada yer alan rehin alacaklısı alacağını tamamen almadan bir sonraki rehin alacaklısına ödeme yapılmaz. Birleşen veya karışan varlıklar üzerindeki rehin hakları, varlığın birleşme ve karışmadan önceki durumuyla aynı önceliğe sahiptir. Kanun uyarınca birleşen veya karışan varlıkların aynı dereceye sahip olmaları durumunda tescil anı dikkate alınır. Getirisi üzerinde ayrıca bir rehin tesis edilmemiş ise varlığın getirisi üzerindeki öncelik hakkı, asıl rehinli varlığın öncelik sırasıyla aynıdır.

6-  REHİN ALACAKLILARININ REHİN HAKLARINI GÜVENCE ALTINA ALMAK AMACIYLA REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİNDE ETKİN BİR MEKANİZMA ÖNGÖRÜLMÜŞTÜR.

Rehin sözleşmesi taraflarının hak ve yükümlülükleri

Tarafların hak ve yükümlülükleri bu Kanuna aykırı olmamak şartıyla rehin sözleşmesinde belirlenir. Zilyed, rehinli taşınırın değerini koruyacak gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Zilyed, rehinli taşınırın değerini düşüren davranışlarda bulunursa; alacaklı, Kanun uyarınca hakimden bu gibi davranışların yasaklamasını isteme hakkına sahiptir. Alacaklıya, gerekli önlemleri almak üzere hakim tarafından yetki verilebileceği gibi; gecikmesinde tehlike bulunan hallerde alacaklı, böyle bir yetki verilmeden de gerekli önlemleri kendiliğinden alabilir. Hakları zarar görenler önlem için yapmış olduğu giderlerin tazminini zarara sebep olanlardan isteyebilir. Rehin alacaklısı, rehin veren ya da üçüncü bir kişinin zilyetliğinde bulunan rehne konu taşınır varlığı denetleme hakkına sahiptir. Rehin veren, rehin konusu taşınır varlıkların değerini rehin alacaklısı aleyhine azaltan tasarruflarından doğan zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Rehin veren, rehinli taşınır varlığın devri ile alacağın devrini Sicile tescil ettirmekle yükümlüdür.

 Temerrüt sonrası haklar

Bu Kanun kapsamındaki borçların süresinde ifa edilmemesi halinde alacaklı, aşağıdaki yollara başvurabilir:

a) Birinci derece alacaklı ise icra dairesinden İcra ve İflas Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca rehinli taşınırın mülkiyetinin devrini talep edebilir. Bu halde icra dairesi, bu devri Rehinli Taşınır Siciline bildirir. Rehinli taşınırın, Kanun uyarınca belirlenen değerinin, birinci derece alacaklının toplam alacağından fazla olması durumunda, aradaki fark miktarından, diğer derecelerdeki alacaklılara karşı, birinci derece alacaklı ile rehin veren müteselsilen sorumludur.

b) Alacağını, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca faaliyet gösteren varlık yönetim şirketlerine devredebilir. Bu halde, varlık yönetim şirketleri, alacaklının rehin sırasına sahip olur. Öncelik hakkı yukarıda da 5 numaralı madde altında yer verdiğimiz bu Kanundaki öncelik hakkı ile ilgili düzenlemeye göre belirlenir.

c) Zilyetliğin devrine konu olmayan varlıklarda kiralama ve lisans hakkını kullanabilir.

Alacağın yukarıda belirtilen yollarla tahsil edilememesi halinde ise takip, genel hükümler çerçevesinde yapılır.

Alacağın son bulması

Rehin alacaklısı, alacağın son bulduğu tarihten itibaren üç işgünü içinde, rehin kaydının Sicilden terkini için başvuruda bulunmalıdır. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen rehin alacaklısı hakkında güvence altına alınan borç tutarının onda biri oranında idari para cezası Bakanlıkça uygulanır.

Şarta bağlı yükümlülükler de dahil olmak üzere, mevcut ve müstakbel güvenceli yükümlülüklerin ödeme ve diğer yöntemlerle ifa edilmesi halinde rehin hakkı rehin alacaklısının talebi üzerine Rehinli Taşınır Sicilinden terkin edilir.

Rehin alacaklısının, alacağın son bulmasını müteakip rehnin terkini için süresi içinde Sicile başvurmaması halinde, borcunu ödeyen ve bunu belgeleyen borçlu, rehnin terkinini Sicilden isteyebilir.

Müeyyideler

Rehin verenin veya taşınırı rehin yüklü olarak devralanın;

a) Rehinli varlığı bu Kanunun hilafına kullanması,

b) Borcu ödememesi halinde rehinli varlığın mülkiyetini devretmemesi,

c) Rehinli varlığı alacaklıya zarar vermek kastıyla tahrip veya imha etmesi,

ç) Rehinli taşınır varlığın devri ile alacağın devrini Sicile tescil ettirmemesi,

d) Sicili yanıltmaya yönelik fiillerde bulunması, hallerinde alacağını tamamen veya kısmen tahsil edemeyen rehin alacaklılarının şikayeti üzerine güvence altına alınan borç tutarının yarısını geçmemek üzere haklarında adli para cezası uygulanır.

 ÖNEMLİ

Bu Kanun 1 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu nedenle, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılmış mahkeme veya tahkim davaları ile icra takiplerine işbu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağını belirtmek isteriz. Ayrıca bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce ticari işletme veya esnaf işletmeleri üzerinde tesis edilen rehin haklarına ilişkin ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanmaya devam edeceğine de önemle dikkat çekmek isteriz. Ayrıca rehin sözleşmesinin düzenlenmesi ile Rehinli Taşınır Sicilinde tesis edilen işlemler Kanun’un 19. Maddesi uyarınca vergi, resim, harç ve benzeri giderlerden muaf tutulmuştur.

Bizimle temasa geçin