Haberler & Bilgiler
Elektronik Ortamda Yapılan Yazışmaların Belge ve Delil Niteliği

Yargıtay Karar İncelemesi: Yargıtay, Elektronik Platformlar Üzerinden Yapılan Yazışmaları Belge ve Delil Niteliğinde Kabul Etmiştir

Yeni yaşam koşullarının oluşmasıyla ve teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak mahkemeler nezdindeki ispat vasıtaları da farklılaşmakta ve günümüz koşullarına göre şekillenmektedir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 10.06.2020 tarihli 2017/1014 E. ve 2020/4488 K. sayılı ilamı ile, vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasında, değişen ispat vasıtaları ile ilgili emsal nitelikte bir karar tesis etmiştir. Şöyle ki,

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 10 Haziran 2020 tarihli bu kararına konu olan olayda, davacı tarafından, davalı avukat tarafından vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle menfi tespit davası açılmış ve bu davada yerel mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporu doğrultusunda sonuca gidilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda; taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığının tespiti ile vekalet ücreti hesaplanmıştır.

Oysaki Yargıtay emsal nitelikteki bu kararında; davalı avukat tarafından davacıya gönderilen 2.9.2009 tarihli mail yazışmasında; SGK’ya açılacak dava ile ilgili döküm yapılarak, masraf olarak 5.800,00 TL, 2.000,00 TL bilirkişiden alınan bilgilendirme ücreti ve bakiye 8.000,00 TL vekalet ücretinin kaldığı belirtilerek bu ücretin ödenmesinin istendiği, parantez içerisinde kalan bakiye açıklanırken 10.000,00 TL olan rakamdan itiraz dilekçesi yazılmasının sonrasında 2.000,00 TL ödendiği açıklamasının bulunduğu, yerel mahkemece belirtilen bu mail yazışmasının değerlendirilmediğinin anlaşıldığı tespit edilerek bu durumun bozma nedeni olduğu ve bu e-mailden vekalet ücreti alacağının varlığını ispat konusunda yararlanılması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi bu hükmü tesis ederken, Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.199’un ”Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” düzenlemesine dayanarak bu düzenleme ile elektronik posta yazışmalarının da belge olarak kabul edilmiş olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle  Yargıtay, yerel mahkemece elektronik posta yazışmaları değerlendirilmeden karar verilmesini usul ve yasaya aykırı bulup, bozma nedeni saymıştır.

Böylece, elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi verilerin ve elektronik ortamdan elde edilen yazışma içeriklerinin tek başına vakıaların ispatında dikkate alınamayacağı ancak diğer delillerle desteklenmeleri halinde delil olarak hükme esas alınabileceği yönündeki Yargıtay’ın eski tarihli kararlarının aksine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 10.06.2020 tarihli bu yeni kararı ile, kısa mesajlar ve e-mail yazışmaları ile  elektronik platformlar üzerinden yapılan yazışmalar eskiden delil olarak kabul  edilmezken, artık bunlar da Yargıtay tarafından ilerleyen teknolojiye bağlı olarak şekillenen yeni yaşam koşulları doğrultusunda ispat vasıtası olarak kabul edilmiştir.

Özetle, alacak ve borç ilişkilerinin ispatında artık mail ve elektronik ortamdaki diğer yazışmalar da Yargıtay tarafından delil olarak kabul edildiğinden, taraflar arasındaki ilişkinin ve sözleşmenin varlığına delalet eden elektronik ortamlardaki her türlü yazışma ve mesajların olası bir yargılamada delil olabileceği düşünülerek, bu tür yazışmalara dikkat edilmesi ve delil olarak bu tür yazışmalara dayanabilmek amacıyla, bunların muhafaza altına alınması oldukça büyük önem arz etmektedir.

@Kesikli Hukuk Bürosu

Bizimle temasa geçin